Çavdar Tarlasında Çocuklar
"Size anlatacaklarım bu kadar. Eve gidince ne yaptığımı, nasıl hastalandığımı, buradan çıktıktan sonra önümüzdeki sonbaharda hangi okula gideceğimi filan anlatabilirdim herhalde size, ama canım istemiyor. Gerçekten istemiyorum. Bu zırvalıklar şu an beni hiç ilgilendirmiyor.
Pek çok kişi, özellikle de buradaki şu psikiyatrist herif önümüzdeki Eylül ayında okula başladığımda kendimi derslere verecek miyim diye sorup duruyor. Bu salakça bir soru bence. Yani, bir şeyi yapmadan önce, ne olacağını nereden bilebilirsiniz ki? Yanıtı belli bunun; bilemezsiniz. Yemin ediyorum, çok salakça bir soru.
D.B. ötekiler kadar kötü değil, ama o da bana bir sürü soru sorup duruyor. Geçen Cumartesi, yanında şu İngiliz yavruyla geldi buraya, senaryosunu yeni yazdığı bir filmde oynayacakmış. Pek yapmacıklı, ama çok güzel bir kız. Her neyse işte, kız tuvalet için ta öbür kanatta bir yerlere gittiği sırada, D.B. bana, size anlattığım bu şeyler hakkında ne düşündüğümü sordu. Ne diyeceğimi bilemedim. Doğrusunu isterseniz, ne düşündüğümü ben de bilmiyorum. Pek çok insanın hakkında konuştuğum için üzgünüm. Bildiğim tek şey, size anlattığım herkesi biraz özlüyorum. Bizim Stradlater'ı ve Ackley'yi bile, sözgelimi. Sanırım, o lanet Maurice'i bile özlüyorum.
Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra."
Yorumlar
Yorum Gönder