Herkesi severseniz, kimse sizi sevmez

Yarım gerçeğin hiçbir değeri yoktur. Ve şunu açıkça belirtmeliyim ki: Tüm acılar korkaktır! Böyle söylüyorum çünkü gerçek bu. Gerçekler, gerçekten kötü.
Sesim bana düşman...
Sesim sanki, ölümcül bir yara almış büyük ilkel hayvanların haykırışları gibi.
Öfke kontrolümü hala sağlayamasam da, evveline göre idare ediyorum. Yaşıma bakmayın. Duygusal açıdan çok yıprandım. Sonrasını soracak olursanız eğer her şey siyah ve beyazdan ibaret. Çünkü sesim bile bana sesleniyordu. Bana kızgın ve öfkeli bir şekilde "Yeter sus!" diyordu. "Ağlamak yok!" Sesimin bana ikazından sonra söz verdim kendime. Ağlamayacaktım. Başıma kötü ne gelirse ağlamayacaktım. Dış etkenlerin etkisi altında kalmayıp sesimin etkisinde kaldım. Daha sonrasında duygularım gökkuşağının ortadan kayboluşu gibi yok oldu. Ben gökkuşağı gibiydim. Rengim belli değildi benim. Şöyle ki; Ağlayanla ağlar, gülenle gülerdim. Sövenle söver, sevenle de severdim. Şimdilerde siyaha yakınım. Gittikçe de koyu bir hal alıyorum. Farkedilmeyecek kadar siyahım ben. Şimdi ne gidene üzülebiliyorum ne de kalana sevinebiliyorum. Çünkü herkes değişir. Çünkü kimse anlamaz. Çünkü herkes gider. Ölüm, kesinlikle bir kurtuluş. Fakat bir yüreğin ölümü tam anlamıyla yok oluş...
Yaşarken hislerinizi kaybetmek anlaşılması güç bir konu. Tamam kabul, çocukken de böyleydim. Ama çocuktum ve kimse gitmiyordu. Hiç kimse. Herkes dinliyor ve anlıyordu. Şimdi öyle değil. Acının eşiğine dahi gelseniz sizi kurtaracak tek şey yine sizsiniz. İşte büyümek, acının eşiğinde başlıyor. Sonrası sabır ve güç olarak sıralanıyor. Bir diğer gerçeğimse, herkesle arası iyi olan insanlar. Ve inanın güzel insanlar, herkesle arası iyi olan insanla, aram hiç iyi olmuyor. Çünkü herkesi severseniz, kimse sizi sevmez. Herkesleşirsiniz.

Yorumlar

Popüler Yayınlar