Babalar varken bile eksiktir

Güç konusunda bildiğim her şeyi -güçlü olmak ne kadar güzel ve güçsüz olmak ne kadar kötü- babamdan öğrendim. İlişkimiz çoğunlukla sessiz bir güç savaşı halindeydi. Benim genetik eğilimlerime sahip olmayan ve içlerindeki boşluğu sevgi ile doldurmaya çalışan diğer insanların aksine ben genellikle kayıtsız kalıyorum. Duygusal dünyam fırtınaya uğramış ve başkalarının duygusal dünyalarına anlayış ve saygı göstermekten yoksun kalmışım.
2 yıl önce inanılmaz hırslarım vardı. Kendi kafamın içinde ve gözümü kapattığımda bir çok şeyi düşünüyordum. Bu max. 10 saniye sürüyordu. Bir gün babam bana hırsın yerinde ve zamanında sadece belli ayarda işime yarayabileceğini söyledi. Bunu öğrendim. Fakat daha sonra babamın hırslarına yenik düşüp, düşünmeden bizi kırabildiğine şahit oldum. Defalarca. Babamı anlayamıyorum.
Mükemmel bir adam. Karakter olarak eşi benzeri olmayan bir adam. Fakat bu yaşıma kadar onun sevgisizliğiyle büyüdüm. Kendimi geçtim artık, benim dünya umurumda değil. Fakat o minik kardeşim için çok üzülüyorum. Tek güzel lafına tüm kötülükleri unutan o kardeşime, çok acıyorum. Ben ona annelik ve ablalık yaparım. Onu ben büyütebilirim bile. Üstelik tek başıma... Ama baba ilgisi ve sevgisi görmeyen bir çocuk ruh yarasıyla büyür baba. Bunu unutma.
Benim donukluğumun sebebi budur belki de. Kimse sevemezmiş gibi hissediyorum. Bu benim herkese sırtımı dönmeme sebep oluyor. Annem! Kimse anlamıyor... Senin beni anladığın kadar. Kimse sabredemiyor bana. Kimse katlanamıyor. Neden anne? Ben mi sevmeyi bilmiyorum? Aslında çok güzel seviyorum. Severim de. Fakat kimse katlanamıyor. Kimseye güvenim kalmadı baba. Kimsenin sevgisine inanmıyorum. Neden? Ya sahtekarlar ya da ben çok yara aldım. Hiçbir şey bilmiyorum.
Zorlanıyorum baba. Duygusal dünyam fırtınaya uğramış vaziyette. Hislerimi görünmeyen bir varlık bedenimden ayırmış sanki. Kaybedecek tek bir insana dahi tahammülüm yok. Gidene kal diyecek gücüm de yok. Bu, duygusuzluğumla yargılanmakta. Ve kimse benim ne kadar yara aldığımı bilmiyor. Hiç kimse. Kimse anlamıyor anne. Kimse dinlemiyor baba. Hiçbir insan evladı dinlemeyi bilmiyor. Anlıyor musunuz beni?

Sana kızgınım baba. Sana çok kırgınım. Nasıl bir ruh yarasıyla büyüdüğümü görmeyip, aynı şeyleri dünya tatlısı oğluna yaşattığın için ve bunun hala farkında olmadığın için sana çok kızgınım baba. Şunu iyi idrak edin: Ben sevgisiz büyüdüm. Sevmek nasıl olur, nasıl sevilir bir insan, bilmiyorum. Sevmeyi becerebiliyorum kendi kendime ve kendimce. Ama bunu bilmediğimi düşünenler için katlanılmaz bir hal alıyorum. Ve kimse dinlemiyor. Dinleseler bir nebze, fakat anlamıyorlar. Kendimi ifade etmekten yorulmuş bulunmaktayım. Zorlanıyorum. Artık halim yok. Birine 'canım' desem, 'canın çıksın' anlıyorlar. Merak ediyorum neden? Bakmayın ben hep yargılanıyorum. Ruhsuzluk, duygusuzluk, vicdansızlık, merhametsizlik...

Yorumlar

Popüler Yayınlar